Proje Hakkında

Rüzgâr Türbinleri İçin Yer Seçiminde Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) Sürecine Entegre Edilecek Bir Potansiyel Görünürlük Modeli (PGM) Geliştirilmesi: Peyzaj Düzeyinde Yaklaşım  

PROJE NO: 217O287 

 

i. Bu projenin amacı, (1) rüzgâr santrallerinin planlanması süreçlerinde peyzajdaki türbin görünürlüğünün sayısal olarak ifade edilebilmesi ve farklı aday konumlar bakımından karşılaştırılması için kullanılacak bir Potansiyel Görünürlük Modeli (PGM) üretilmesi ve (2) bu modelin coğrafi bilgi sistemlerine (CBS) dayalı, çok kriterli karar verme (ÇKKV) süreçlerine dâhil edilmesiyle rüzgâr türbinleri için yer seçiminde kullanılan alan uygunluk değerlendirmesinin etkinliğini arttıracak yeni bir yöntem geliştirilmesidir.  

ii. Dünyada rüzgâr enerjisine olan ilginin artışı, rüzgâr türbinlerinin sayıca artışına ve büyüklükleri bakımından da gelişmesine neden olmuştur. Bu durum, rüzgâr türbinlerinin peyzajlarda daha sık rastlanan ve daha baskın şekilde görünen özellikler haline gelmesine neden olduğundan, söz konusu enerji üretim yapılarının etkilerine karşı ilgi de artmıştır. Rüzgâr türbinlerinin peyzajdaki görünürlüğü, bu yapıların en belirgin çevresel etkilerinden biridir. Bu kapsamdaki çevresel etkilerin ölçülmesi ve yönetilebilmesi ile ilgili değerlendirme ve yer seçimi çözümlerine ihtiyaç duyulmuştur. Günümüzde türbin sayıları ve güç kapasiteleri bakımından ön sıralarda yer alan ülkelerde rüzgâr türbinlerinin görünürlüğüne olan kamuoyu ilgisi artmıştır. Bunun temel nedenleri arasında türbin görünürlüğünün taşınmaz fiyatlarını düşürmesi ve manzara kalitesini olumsuz etkilemesi gösterilmemiştir. Bu hassasiyetler, türbin görünürlüğü ve bunun görsel etkisi konularında kapsamlı araştırmaları ve etki azaltma stratejilerinin geliştirilmesini gerekli kılmıştır. Bu proje, söz konusu gereksinimlere uygun yöntemler geliştirmeyi ve çıktılar üretmeyi hedeflemiştir. Bu nedenle de bölgesel ölçekli bir çalışma alanı örneğinde, ileride planlanacak rüzgâr türbinleri için potansiyel görünürlüğün sayısallaştırılmasını sağlayacak bir süreç geliştirmeyi ve bu süreçten elde edilecek bilgiyi yer seçimi süreçlerine aktarmayı hedefleyen özgün bir kapsam belirlenmiştir.  

iii. Araştırmanın ana çıktılarından biri olan PGM’nin üretilmesini sağlayacak sayısal görünürlük bilgisi kuramsal olarak gözlem ve hedef noktaları arasındaki ilişkiye dayanmıştır. PGM, herhangi bir harita konumunda planlanacak bir rüzgâr türbininin, yerleşim alanları, yollar, turizm bölge ve merkezleri gibi peyzaj özelliklerinden konum (yatay ve düşey) değişkenine bağlı görünürlük düzeylerini ifade edecek sayısal bir harita olarak tasarlanmıştır. Görünürlük düzeylerinin hesaplanmasında kümülatif görüş alanı (viewshed) analizleri kullanılacaktır. Hesaplamalarda 30m yer çözünürlüğüne sahip ALOS Küresel Sayısal Yüzey Modeli (AW3D30) verileri kullanılacaktır. PGM, ikinci aşamada çok kriterli karar verme (ÇKKV) süreçlerinde; ekonomik fizibilite ve peyzaj/çevre ile ilgili kriter haritaları ile birlikte değerlendirilerek rüzgâr türbinleri için uygunluk haritalarının üretilmesinde kullanılacaktır. ÇKKV içerisinde bulanık (fuzzy) standartlaştırma ve analitik hiyerarşi (AHP) süreçleri kullanılacaktır. 

iv. Araştırmanın hedefleri (1) herhangi bir noktaya herhangi bir kapasitede rüzgâr türbini konumlandırılması durumunda çevreden görünürlük düzeylerinin bilinmesini sağlayacak bölgesel düzeyde bir model üretmek (2) rüzgâr santralleri için yer seçiminde kullanılacak, görünürlük bilgisinin dâhil edilmiş olduğu bir uygunluk düzeyleri haritası üretimi süreci tanımlayabilmektir. Bu süreçlerden elde edilecek bilgi ve somut çıktılar, lisanslama sürecindeki karar verici kuruma (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı) bu konudaki strateji geliştirme ve karar verme süreçlerinde ek bir bilgi kaynağı yaratma imkânı sağlayabilir. Yatırım sahiplerinin yer seçiminde başvurabileceği bir bilgi kaynağı işlevi görebilir. Görünürlük bilgisinin rüzgâr santralleri ile ilişkilendirilmesi ve yer seçimi uygunluk değerlendirmesi sürecine eklenmesiyle hem enerji üretiminin etkinliğini arttırma hem de toplum sağlığı, yaşam konforu ve çevre kalitesini yükseltme amaçları aynı anda gerçekleştirilebilir.